Ben 1992 yılında yeniden vilayet olan ve her yıl bin kişinin göç ettiği Ardahanlıyım..
Yani ülkemin Çıldır Aktaş ve Posof Türkgözü (Badele) Gümrük Kapıları ile Kafkaslara açılan kenti serhat Ardahanlıyım..
Geleceğin Davos'u Ahıska kültürü ile yoğrulan Posoflu,
Kışları yüzeyleri tamamen donan yazları içilesi suyu olan gölleriyle Terekeme Çıldırlı,
Ülkenin kurucusu Atatürk'ün siluetinin dağlarına yansıdığı Alevi Damallı,
Doğanın yeşil çamlarla donattığı Kürt Göleli,
Bin bir çiçeklerle örülmüş yaylaları ile Hanaklı,
Dadaşlara komşu Köprülü, yani Gorvengli,
Kısır dağı eteğinde ki Hoçvanlı,
Balı, Kazı, Kışı, Kaşarı, Yaylası, Kırmızı Etiyle Meşhur,
Bir Serhatlıyım..
Adım, Burdurlu yazar Fakir Baykurt’tan, rahmetli babamın teksir makinası ile çıkardığı ‘Fakir Dostu’ adlı gazeteden hediye..
Ve 33 yıldır başta aşkım dediğim Ardahan'ı mı olmak üzere ülkemi yazan bir gazeteciyim.
Evli, 4 Torunum, 5 çocuğu olan bir kuzey doğuluyum...
49 yaşına adım atan bir gazeteci olarak ekmeğimi taşta olmazsa da gazetecilikte çıkarmış biriyim.
Tabi 7 yaşından beri ailemle birlikte ticarette yapmış, çekin, senedin, borcun, harcın ne olduğunu sizin kadar iyi bilen biriyim..
Ülkemin hemen her yerini gezmiş, ticaret ve gezmeye Gütcistan'a, Galatasaray maçını bir gazeteci olarak izlemek için Ermenistan'a giderken mesleğimde olduğu gibi ülke sınırları gibi bin bir zorluğu aşmaya çalışmış halada çaılşan bir gazeteciyim..
Ve bu süre içinde hep yollarda, gurbette, sıla özlemi ile yanan birisiyim.
Ve bu özlemimi, aşklarımı, sevdalarımı, şiirlerimi hep yazarak dile getiren bir gazeteciyim..
Kurşun harfleri dizerek adım attığım gazetecilik mesleğime Ardahan'da başladıktan sonra önce İstanbul Cağaloğlu'nda sonra Kocaeli'nde cep harçlığımla günlük olarak çıkarıp, üç yıl boyunca yayınladığım Siyah Beyaz adlı gazete ile yerelden metropol de gazete çıkarmış biriyim..
Ardından 99'da yaşanan Marmara depremi ile sarsılmış yeniden o çok sevdiğim Ardahan'a mecburi geri dönmüş, sonrada ara ara yeniden metropol denen İstanbul ve diğer bir çok kentte yeniden tutunabilir miyim diyerek direnmeye gayret eden biriyim.
Ülkemin en zengin illerinden olan Kocaeli’nden yine ülkemin en yoksul memleketim Ardahan'a geri dönmek zorunda kaldıktan sonra memleketime ilk ofset makinesini getiren, bununla yetinmeyip, ülkemin şirin Ardahan’a ilk renkli tabloid boy gazeteyi kazandırdıktan sonra aynı kentte hala yayınlanan Kuzey Doğu Anadolu adından ilk günlük, sonra Son Vilayet adında ikinci günlük gazeteler çıkaran, ardından ilçelerine de matbaalar kurup, gazeteler çıkaran, yaşım kadar gazeteci yetiştirmiş bir gazeteciyim.
Bugün ulusal olan sevgili dostlarım Ali Tarakçı ile Mehmet Mert’in çıkardığı Damga gazetesine yazdığım gibi bir çok ulusal gazete de muhabirlik yaptım, manşet haberlerine imza attım, Başbakanlık Basın yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü Jüri Özel Ödülü, Gazeteci Metin Göktepe Ödülü gibi bir o kadar da değerli ödül, plaket almış biriyim.
Ve hala gazetecilik yaparken toplum aydını, önderi denenlerin 'Gazetecilerin de sadece gazeteci olarak kalmaması gerektiğine inanan biri olarak Ardahan gazeteciler Cemiye Başkanlığının yanı sıra ‘Güçlü Bir Ardahan Lobisi oluşturma iddiası ile kurulan ve bu yolda yol alamaya deven eden ve kısa adı ARDAFED olan Ardahan Dernekler Federasyonunda da görev alan bu iki önemli kuruma beş kuruş almadan tamamen gönüllü ve de kendimden vererek başkanlık yapan bir vatandaşım.
Yani kısacası son günlerde yazılarımla siz Damga Gazetemizin sayın okurlarının karşısına gelen ben bir gazeteciyim..